1.Bölüm
Kalk ve beni dinle,
Sana güç veririm,
Kafanla dalaştığında sana yardım edebilirim ben,
Beni bilirsin tam otuzluk, üç tanımlı,
Pis sakallı, donuk bakışlı;
İklimi az ılıman, çoğu yağışlı.
Yaşar fani yazlı kışlı,
Onların şahidi kömür gözlü,
Benimkisi âmaydı,
Unutmadıklarımın hepsi güzel birer simaydı,
Sen kendinle çatışmadayken savaş verirken Sago oradaydı,
Taşla kafan çarpıştığında yada kafan taşa yaslandığında;
Anlarsın ki kötü gider iyi gelir,
Zaman sofrandaki en lezzetli mühim yemek,
Azaldıkça aç kalmanın korkusuyla kuruyacaksın,
Bu sebeple yaşlanacaksın,
Çünkü sen de baştan olmak üzere sonlanacaksın,
Trilyon da olsan harcanacaksın,
Savaşı kes barışacaksın,
Kendinle aynalarında birebir anlaşacaksın.
[nakarat]
Bir kulaç daha atsam karadayım,
Ben hiç böyle bir denize dalmadım,
Üzerimde pantolonum artı ayakkabılarım,
Ha gayret!
Bir sene fırtına üzerimde dolunay,
Gün yüzü asmış, dalgalar boyum aşmış,
Nefesime gücü bahşet Mevlâ,
Bir kulaç daha atsam olur evelallah.
2.Bölüm
Benim bahsettiğim o derinlik hiçbir denizde yok,
Benim yumruklarımın içi boş, korkma yakmaz canını.
Allah seni ensen gibi dümdüz etmeden geri dön hemen,
Dünya kızına aşık olmak seni delirtir,
Bu kız izdivaç için ne kötü bir cariyedir.
Ecel aramaz enseler,
Yerine gelmez sarsılan güvenler,
İçine düştüğüm masalsı serüvenlerdir;
Gamzelerime ab-ı hayattan can verenler.
Yüzmekten yorulduğum bu en derin denizdir boğulduğum,
Dörtlüklerim kulacı atar, benim, benim
Dipte vurgunum, moralsizim solgunum,
Yine de kendimi teskin edebilecek bir seviye olgunum,
Pişmanlık asla kaçamayacağın bir canavar,
Elleri bazen öldürür, bazen sertçe yakalar.
Bil ki Sagopa cesaretinin bir kısmını zulada saklar,
Yanan ışıklarımı kapayacak kadar karanlığım var.
[nakarat]
Bir kulaç daha atsam karadayım,
Ben hiç böyle bir denize dalmadım,
Üzerimde pantolonum artı ayakkabılarım,
Ha gayret!
Bir sene fırtına üzerimde dolunay,
Gün yüzü asmış, dalgalar boyum aşmış,
Nefesime gücü bahşet Mevlâ,
Bir kulaç daha atsam olur evelallah.
Kalk ve beni dinle,
Sana güç veririm,
Kafanla dalaştığında sana yardım edebilirim ben,
Beni bilirsin tam otuzluk, üç tanımlı,
Pis sakallı, donuk bakışlı;
İklimi az ılıman, çoğu yağışlı.
Yaşar fani yazlı kışlı,
Onların şahidi kömür gözlü,
Benimkisi âmaydı,
Unutmadıklarımın hepsi güzel birer simaydı,
Sen kendinle çatışmadayken savaş verirken Sago oradaydı,
Taşla kafan çarpıştığında yada kafan taşa yaslandığında;
Anlarsın ki kötü gider iyi gelir,
Zaman sofrandaki en lezzetli mühim yemek,
Azaldıkça aç kalmanın korkusuyla kuruyacaksın,
Bu sebeple yaşlanacaksın,
Çünkü sen de baştan olmak üzere sonlanacaksın,
Trilyon da olsan harcanacaksın,
Savaşı kes barışacaksın,
Kendinle aynalarında birebir anlaşacaksın.
[nakarat]
Bir kulaç daha atsam karadayım,
Ben hiç böyle bir denize dalmadım,
Üzerimde pantolonum artı ayakkabılarım,
Ha gayret!
Bir sene fırtına üzerimde dolunay,
Gün yüzü asmış, dalgalar boyum aşmış,
Nefesime gücü bahşet Mevlâ,
Bir kulaç daha atsam olur evelallah.
2.Bölüm
Benim bahsettiğim o derinlik hiçbir denizde yok,
Benim yumruklarımın içi boş, korkma yakmaz canını.
Allah seni ensen gibi dümdüz etmeden geri dön hemen,
Dünya kızına aşık olmak seni delirtir,
Bu kız izdivaç için ne kötü bir cariyedir.
Ecel aramaz enseler,
Yerine gelmez sarsılan güvenler,
İçine düştüğüm masalsı serüvenlerdir;
Gamzelerime ab-ı hayattan can verenler.
Yüzmekten yorulduğum bu en derin denizdir boğulduğum,
Dörtlüklerim kulacı atar, benim, benim
Dipte vurgunum, moralsizim solgunum,
Yine de kendimi teskin edebilecek bir seviye olgunum,
Pişmanlık asla kaçamayacağın bir canavar,
Elleri bazen öldürür, bazen sertçe yakalar.
Bil ki Sagopa cesaretinin bir kısmını zulada saklar,
Yanan ışıklarımı kapayacak kadar karanlığım var.
[nakarat]
Bir kulaç daha atsam karadayım,
Ben hiç böyle bir denize dalmadım,
Üzerimde pantolonum artı ayakkabılarım,
Ha gayret!
Bir sene fırtına üzerimde dolunay,
Gün yüzü asmış, dalgalar boyum aşmış,
Nefesime gücü bahşet Mevlâ,
Bir kulaç daha atsam olur evelallah.